Bağımlı kişilik bozukluğu dediğimizde, merkezi özelliği, bakımının üstlenilmesine yaygın bir ihtiyaç ve aşırı boyun eğme olan patolojik boyutta bir kişilikten bahsederiz. Bağımlılık, sosyal tür olmanın bir parçası olarak normaldir, bu yüzden ilişkiler isteriz. Sevgiye bağımlıyızdır ama patolojik boyutta değil. Bu bozukluktan bahsederken patolojik boyuta ihtiyacımız vardır. Uysallık, ayrılmaktan korkma, düşük özgüven, hayır diyememe, fedakârlık, özveri, endişe bu kişileri tanımlayan özellikleridir. Aşağıdaki yazıda bir bağımlı kişilik bozukluğu vaka örneği ile birlikte merak ettiğiniz soruların cevaplarını bulacaksınız.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu Vaka Örneği
Karen, panik atak sorunları nedeniyle doktoru tarafından tedavi için sevk edilen 45 yaşında evli bir kadındı. Değerlendirme sırasında endişeli, hassas ve naif görünüyordu. Duygularına kolayca yenik düşüyordu ve seans boyunca ara ara ağladı. Seans boyunca her fırsatta özeleştiri yaptı. Örneğin, diğer insanlarla nasıl geçindiği sorulduğunda, “başkaları benim aptal ve yetersiz olduğumu düşünüyor” dedi, ancak ona bunu düşündüren şeyin ne olduğuna dair hiçbir kanıt sunamadı. “Aptaldım” diye okulu sevmediğini ve her zaman yeterince iyi olmadığını hissettiğini bildirdi.
Karen, “cehennem olmasına” rağmen ilk evliliğinde 10 yıl kaldığını anlattı. Kocasının başka birçok kadınla ilişkisi vardı ve sözlü tacizde bulunuyordu. Birçok kez ondan ayrılmaya çalıştı ama tekrarlanan geri dönüş isteklerine boyun eğdi. Sonunda ondan boşanabildi ve kısa bir süre sonra nazik, duyarlı ve destekleyici olarak tanımladığı şimdiki kocasıyla tanıştı ve evlendi. Karen, önemli kararları başkalarının almasını tercih ettiğini ve çatışmadan kaçınmak için diğer insanlarla anlaştığını belirtti. Kendisine bakacak kimse olmadan yalnız kalmaktan endişe duyuyordu ve diğer insanların güvencesi olmadan kaybolmuş hissediyordu. Ayrıca duygularının kolayca incindiğini, bu nedenle eleştiriye yol açabilecek hiçbir şey yapmamak için çok çalıştığını bildirdi.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedir? Özellikleri ve Tanı Kriterleri Nelerdir?
Aşağıdakilerden en az dördünün olması ile belirli, genç erişkinlik dönemimde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, uysal ve yapışkan davranışa ve ayrılma korkusuna yol açacak biçimde kendisine bakılma gereksiniminin aşırı olmasıyla giden sürekli bir örüntü.
1. Başkalarından bol miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik kararlarını vermekte güçlük çeker.
2. Yaşamının çoğu alanında sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyar.
3. Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkaları ile aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker.
4. Tasarıları başlatma, kendi başına iş yapma zorluğu vardır.
5. Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.
6. Kendine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız veya çaresiz hisseder.
7. Yakın bir ilişki sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girer.
8. Kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorar.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu Kimlerde Daha Sık Görülür?
Kadınlarda tanı daha sık konulmuş olsa da bazı araştırmalar hem erkek hem kadında görülme sıklığının eşit olduğu yönündedir.
Bağımlı Kişilik Bozukluğu Özellikleri ve Davranışları
Özellikleri: Uysaldırlar ve yapışma davranışı sergilerler. Ayrılıktan, sınırda kişilik bozukluğu olan kişilerde olduğu gibi korkarlar ama hiçbir zaman öfke ve adlarına uygun olmayan bir davranış göstermezler. Sonuçta süper uyumludurlar. Davranışları, neredeyse bakım vermeyi (doğrudan veya dolaylı olarak) ortaya çıkarmak için tasarlanmış gibi görünür. Kendilerini yetersiz ve aşağılık hissederler ve özgüvenleri düşüktür. Her günkü normal, basit kararları vermekte zorluk çekerler. Ayrıca başkalarını güvence altına almak için olağanüstü özveride bulunurlar.
Kaçınan kişilik bozukluğunda olduğu gibi, kişilerarası ilişkiler konusunda endişelidirler ve eleştirilme endişesinden kaynaklanan kaygıları vardır. Bağımlı kişilik bozukluğunda olduğu gibi başkaları tarafından bakılma ihtiyacından kaynaklanan kaygıları vardır. Desteğini veya onayını kaybetme korkusu nedeniyle başkalarıyla aynı fikirde olmadığını ifade etmekte güçlük çekerler. Motivasyon veya enerji eksikliğinden çok özgüven eksikliği nedeniyle projeleri başlatmakta veya kendi başına bir şeyler yapmakta güçlük çekerler.
Distimi, Majör depresyon, Ayrılık kaygısı ile birlikte görülebilir. Cinayet ve intihar riski yüksektir. İlişkileri sürdürme konusunda aşırı endişeleri olan bu kişiler ilişkileri parçalandığında “kontrolü kaybedebilirler.”
Bağımlı Kişilik Bozukluğu Nedenleri ve Tedavisi
Etiyolojisine baktığımızda genetik ve çevresel koşullar beraberdir. Ayrılık kaygısı olan veya kronik fiziksel hastalığı olan çocuklar risk grubudur. Bağlanma teorisine göre, bir ebeveynin erken ölümü veya bakıcılar tarafından ihmal veya reddedilmenin, terk edilme korkusuyla büyümelerine neden olabileceği düşünülmektedir. Diğer kişilik bozukluğu olan kişilerin aksine tedavi ararlar. İtaatkârlıkları, kişiyi daha bağımsız ve kişisel olarak sorumlu kılmak olan terapinin ana hedeflerinden birini geçersiz kılar. Bu nedenle terapi, hasta bağımsız olarak karar verme becerisine olan güvenini geliştirdikçe kademeli olarak ilerler. Hastanın terapiste aşırı bağımlı hale gelmemesi özellikle dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Bahar Erden
Uzman Psikolog/Evlilik ve Aile Terapisti
Durand, V. M., & Barlow, D. H. (2009). Abnormal Psychology (5 th ed.). Belmont, CA: Wadsworth/Cengage Learning. (Vaka Örneği; Durand, V. M., & Barlow, D. Anormal Psikoloji kitabından alıntıdır.)