Rekabetin en sıkı yaşandığı yerdir kardeş ilişkileri. Oyuncaklar, ebeveynlerin zamanı, kaynakları, enerjisi, ilgisi, desteği, sevgisi gibi paylaşılacak birçok şey vardır. Hal böyleyken küçük kardeşler arasında pozitif duyguları geliştirmek kolay değildir. Ebeveynler farkında olmadan rekabeti yoğunlaştırarak mücadeleyi ateşleyebilirler. Ta ki düşmanca duyguları yeraltına çekmeyi ya da güvenli bir şekilde dışa vurulmasına izin vererek işbirliğini sağlamayı öğrenene kadar.
Tutumumuz ve sözlerimiz güç sahibidir. Doğru iletişim teknikleri ve becerileri geliştirirsek kardeşler savaşı başladığında artık hayal kırıklığına uğramış, çıldırmış veya çaresiz hissetmemize gerek yoktur. Yeni beceriler ve yeni anlayışla donanmış olarak rakipleri barışa yönlendirebiliriz.
Ancak bu yazının amacı ebeveynler olarak kardeşler arasındaki pozitif duyguları arttırarak negatif duygu ve hisleri nasıl nötrleyebiliriz konusunda yapılacakları ya da iletişim becerilerini ve tekniklerini listelemek değil, sadece birkaç deneyimi paylaşmak. Çünkü her aile, her çocuk farklı olduğu gibi aralarındaki iletişim ve etkileşimde farklıdır. Mutlaka uzman bir psikolog ve aile danışmanı ile bu becerilerin kazanılması kolay ve uygun olacaktır.
Peki, nedir bu kardeşler arasındaki pozitif duyguları geliştiren deneyim ve öneriler?
Çocuklarla bireysel zaman geçirin
Çocuklar ebeveynleriyle geçirdikleri özel anların sıcaklığı ve samimiyetiyle büyürler. Bu birebir bağlantı, çocukların daha şefkatli veya en azından kardeşlerine karşı daha hoşgörülü olmaları için ihtiyaç duydukları duygusal beslenmeyi sağlar.
Çocuğunuza “sadece ikiniz” için zaman ayırdığınızı hissettirmek, bir telefon görüşmesinin havayı bozmasına izin vermemekle sağlanabilir. Çalan telefona “Merhaba, seni daha sonra arayabilir miyim? Şu anda oğlum/kızım ve ben birlikte vakit geçiriyoruz” dediğinizde, çocuğunuz sizin tamamen kendisine odaklı olduğunuzu hissedecek ve kardeşlerine karşı da daha cömert davranacaktır. Ama daha da önemlisi, kendisini değerli ve önemli hissettirmiş olacağınızdır.
Üç çocuklu bir ebeveyn olan bir arkadaşım şöyle anlatmıştı:
İşten eve döndüğüm bir Cuma günü, haftasonu için ortanca oğlum Deniz ile bir şeyler yapmayı düşündüm. Ertesi sabah ona bazı işlerimi hallederken bana eşlik edip edemeyeceğini sordum ve o da gelmekten mutlu oldu. Arabada konuşuyorduk ve ben her şeyin harika olduğunu düşünüyordum ki aniden bir bomba patlattı. Dedi ki, “Keşke ben, ben olmasaydım. Keşke Kaan ve Mete olsaydım.”
Ne diyeceğimi bilemedim ve ona “Nasıl yani?” diye sordum.
“Ne isterlerse onu yapıyorlar.”
Ona böyle hissetmemesi gerektiğini söylemeye başlayacaktım ki kendimi durdurdum. “Kaan ya da Mete olmak istiyorsun ama ben bundan hiç hoşlanmazdım”
“Neden?”
“Çünkü sen çok özelsin. Ailede başka biri olsaydın, artık sana sahip olamazdım… Deniz’ime sahip olamazdım. Ve bu beni perişan ederdi!”
O ne yaptı biliyor musunuz? Uzandı ve yanağımı öptü.
“Sonrasında kendime onunla bir öğleden sonra geçirmenin yeterli olmayacağını söyledim. Deniz’in benimle daha çok zamana ihtiyacı vardı. Ve babasıyla da. İkimizin de ona önemini hissettirmemize ihtiyacı vardı.”
Çocuklarınızdan biriyle vakit geçirirken diğeri hakkında konuşmayın.
Çocuklarınızdan birisi ile alışverişe çıktığınızda, odak noktanız o olsun. Şunları söylemekten kaçının: “Şu mavi süvetere bak. Kardeşine çok yakışacak!” veya ”Abin bu gemici düğmesini çok sever! Hadi onun koleksiyonu için alalım.”
Ebeveyn zarar vermek istemez. Hatta çocuklarını birbirlerine karşı düşünceli olmaya teşvik ettiğini bile düşünebilir. Ama belki de çocuğunuz şöyle düşünecektir: “Kardeşim burada olmasa bile annemi benden uzaklaştırıyor.”
Çocuklar arasında taraflı davrandığınızı düşünüyorsanız bile dengede kalın.
Bazı ebeveynler, çocuklarından birine karşı taraflı davrandıklarını kabul ettiklerinde öylesine suçluluk duyarlar ki, diğer uca giderler. İşleri eşitlemek için yanlış yönlendirilmiş bir çabayla, kalplerine hitap eden daha az tercih edilen çocuklarına abartılı övgü ve ilgi yağdırırlar. Bu ani değişim her iki çocuk için de sadece kafa karışıklığına ve incinmeye neden olabilir. Biri şöyle düşünebilir: “Yanlış olan ne? Ben ne yaptım? Annem (ya da babam) artık beni sevmiyor. ” Diğer çocuk ise “bir şeylerin doğru olmadığını… bir şeylerin gerçek hissettirmediğini” deneyimleyebilir.
Her çocuğun bir ebeveynden ihtiyacı olan tek şey, kendisinin kim olduğuna dair tam ve gerçekçi bir takdirdir.
Aile Oyunları Oynayın
Hep birlikte yapılandırılmış aile oyunları oynamak hem kaliteli zaman geçirmek hem de birbirlenin güçlü ve zayıf yanlarını, duygularını, kısaca iç dünyalarını anlamak için harika bir fikirdir. Aile oyunları aile üyelerinin birbiri ile iletişimini ve yakınlığını da geliştirir.
Bir masanın etrafında toplanmış olan aile üyeleri ile yaptığımız oyun aktivitelerinde “Ailenle geçirdiğin güzel bir günü paylaş”, “Solumdaki kişiyle en çok yapmayı sevdiğim şey …..”, “Ailen bir şarkı olsa hangi şarkı olurdu? Söyle.”, “Sence geçen hafta içinde sağındakini çok üzen birşey oldu mu?”, “Yaptığın hangi davranış solundakini üzer?”, “Harçlığım bittiğinde ilk gittiğim kişi …..dir.”, “Ailemde …… ‘nin farklı olmasını isterim.”, “Ailemizin en iyi özelliği….” gibi sorular birbirlerinden daha önce hiç duymadıkları birçok bilgiyi açığa çıkarttığı gibi son derece törapatik ve eğlenceli olmaktadır.
Aile Toplantıları Planlayın
Aile toplantıları planlamak, tüm aile üyelerinin neye ihtiyacı olduğunu ve birbirlerine nasıl destek olabileceklerini yaratıcı bir şekilde düşünme zamanı için oldukça işlevsel bir aktivitedir. Arabalarımız periyodik yakıt ikmali ve yıllık bakımı olmadan çalışmadığı gibi, aile sisteminin de düzenli kontrolleri olmadan, nelerin değişmesi gerektiği, kurallar ve sınırlar gibi konularda belli aralıklarla bir araya gelmeden işlevselliğinin ve sağlıklı yapısının güçlenmesini bekleyemeyiz.
Uzm. PSikolog/Çift-Aile-Çocuk ve Ergen Sorunları